AŞIK OLMAKDAN KORKMAYIN
Aşkta ve
ilişkide korkulara yer yoktur. Zaten aşk korkakların işi olamaz. Ama maalesef
korkular hem aşık olmamızı hem de ilişkiyi yürütmemizi engelliyor. Öyleyse
gelin, aşık olduğumuzda hangi korkularla karşılaşabiliriz bir bakalım, çözüm
yollarını anlayalım
1) AŞIK OLMA KORKUSU
Bilimsel
adı filofobidir. Filofobisi olan bir kişi, karşı cinsiyetten bir kişinin
varlığında kaygı krizi benzeri bir şey yaşar. Bu fobi genelde potansiyel bir
aşk partneriyle bir bağlantı kurma korkusuyla başlar ama şiddetli biçiminde,
kişinin arkadaşları, ailesi ve başka kişilerden kaçınmasına neden olabilir.
Hoşlandığı kişiyle bir araya gelme kaygısı hissedebilir. Kalbi daha hızlı veya
düzensiz atmaya başlayabilir ve midesi bozulabilir. Durumdan kaçma dürtüsü
hissedebilir ve karşı cinsten biriyle tanışma ihtimali olan durumlardan da
kaçıverebilir. Bu korkunun sebebi bilinmiyor ama bazı uzmanlar kişinin başa
çıkamadığı acı verici bir ayrılıkla ilişkili olduğuna inanırlar. Terapi
sayesinde bu korku aşılabilir.
2) BAĞLANMA KORKUSU
Bağımlı
karakter özellikleri, bağlanma korkusunu yaratmaktadır. Sorumluluk almaktan
kaçınan, Ayrıldıktan sonra acı çekerim korkusuyla geride duran ve ilişkilerinde
tutuk davranan bireylerin bilinç dışlarında aciz duruma düşme, terk edilme,
kişiliğinin ve benliğinin dağılması korkuları yatar. Zayıflığı ve korkuyu
kendine yediremeyen birey, ruh sağlığını korumak için bu tür eksikliklerini
savunma mekanizmalarıyla bastırmak durumundadır. Bazıları bu korkularını
partnerinin yetersizliğini öne sürerek ya da güvenilirliğini sorgulayarak yenme
yoluna giderler. Bu kişiler daha çok kendinin isteyeceği değil, onu isteyen
biriyle ilişki kurmayı tercih ederler. İlişkide bir ayağı dışarıdadır,
partnerinde hep kusur bulur. Aslında temel sorun, partnerinin eksiği ve kusuru
değil, kendisinin bağlanma korkusudur. Bağlanma korkusu bazen özgürlüğünü
yitirme ve bir daha ayrılamama korkularından da kaynaklanır.
Kaybetme
korkusu, insanların sahip olduklarını kaybetmek istemedikleri zamanlarda
yaşanan bir duygudur. İnsanların yaşadığı en büyük korkular arasında yer alır.
Bu durum sahip oldukları mutluluğu kaybetmek, yalnız kalmak istememeleri ve
sevdikleri kişiden ayrı kalmak istemediklerinden kaynaklanabilir. Bu duygu
dozunda olduğu sürece, ilişkiye motive olmayı arttırır ve enerjik bir yapıya
neden olur. Ancak bu duyguda aşırıya kaçıp, hayatı zindana çevirecek dereceye
ulaştığında mutlaka destek alınarak düzeltilmesi gerekir. Kurtulmak için,
kaybetmekten korktuğunuz kişiyle sürekli olarak birlikte olmaktan kaçının.
Varlığınızın başkasına bağlı olduğu düşüncelerinden sıyrılın. Bencil olmaya
özen gösterin.
4) ALDATILMA KORKUSU
Aldatılma
korkusu, insanlarda olan gizli değersizlik duygusundan kaynaklanabilir.
Başlangıçta insan kendisini fazla önemseyerek, kendisinin nasıl
aldatılabileceğini düşünse de, aslında kendisini yeterince değerli
bulmadığından dolayı bu düşüncelere kapılıyor. Evliliğin sağlam temeller
üzerine kurulmaması, aradaki güvenin sağlanmaması aldatılma korkusunun
yaşanmasına neden oluyor. Bu duyguyu yaşayan kişilerin her şeyden önce
kendilerine güvenmeyi öğrenmesi gerekir. Eşlerine şüpheyle yaklaşmayı
bırakmaları, tedirgin olmamaları ve bu yersiz düşüncelerden ötürü eşlerini
kırmamaları gerekir. Kendilerine farklı uğraşlar bularak, düşüncelerini
dağıtmaları gerekir. Kendilerini bu duyguya iten sebepleri, neden böyle
düşündüklerini gerçekçi olarak ele almaları gerekir.
5) EVLİLİK KORKUSU
Evlilik
korkusu kendi gelişimini tamamlayamamış kişilerin korkusudur. Birey olamayan
kişi yaşı kaç olursa olsun daha kendi sorumluluğunu alamamış, hayatın
zorluklarıyla baş edemeyecek düzeydedir. Birey olmak anne ve babadan
ayrışmaktır. Ayrışmak zor ve sıkıntılıdır. Bu zorluğu atlatmış kişilere birey,
olgun kişi diyoruz. Evliliğin sorumluluğunu alamayan kişiler kendilerine göre
buldukları bir takım savunma mekanizmaları ile bu süreçten kaçmaya çalışırlar.
Kariyer yapmam lazım, hayat çok zor bu pahalılıkta evlenilir mi, başka birini
çekemem, etrafta bu kadar kadın-erkek varken neden biri ile yetineyim gibi
mekanizmaları kullanırlar. Ya da daha iyisini kaçırırsam en çok
kullanılanlardandır. Arka planda yaşanılan hayatın-gerçek hayatın sorumluluğunu
alma korkusudur.
6) YALNIZLIK KORKUSU
Pek çok
kişinin yaşadığı sorunlardan olan yalnızlık korkusu, “tek başına kalamama
durumu” ve “etrafında insanlar olmasına rağmen kimsesiz kalma korkusu” olarak
farklı iki şekilde karşımıza çıkar. Her ikisi de kişiyi depresyona sürükleyen
bir sorundur. Bu sorunu yenmek için kendinizle baş başa kalın; ne
hissettiğinizin ve ne istediğinizin farkına varın. “Neleri yapmaktan
hoşlanıyorum, neden yalnızlıktan korkuyorum?” sorularını kendinize sorun.
Yalnızlık korkusu, sizin kendi üretip inandığınız bir duygudur. Yalnız kalmak
tercihiniz olabilir, fakat korkunuz olmamalı. Bu korkuyu yenmek için, bireysel
olarak kendinizi ifade edebileceğinize inanın. Fikirlerinizin değerli olduğunu
bilin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder